Dahası da var...

BAZI ERKEKLER KADINLARI ANLAMAYA ÇALIŞIR, DİĞERLERİ KENDİLERİNİ DAHA BASİT KONULARA ADARLAR, ÖRNEĞİN GÖRELİLİK KURAMINA... (EINSTEIN)



6 Nisan 2012 Cuma

Kremden Kozmetik Devine: Helena Rubinstein

"Çirkin kadın yoktur, tembel kadın vardır."

Parlak bir öğrenci değildi ve ufukta zorla evlendirilme tehlikesi vardı. Evden kaçıp Australya'ya amcasının yanına gitti. Ordaki kadınların yüzlerinin tozdan ve aşırı güneşten bozulduğunu fark etti. Annesinin kimyager arkadaşının verdiği güneş kremi kadınların dikkatini çekmeye başlamıştı. Garsonluk ve dadılık yaparak para biriktirdi.

Helena aldığı 100 pound borçla ilk güzellik salonunu açtı. Creme Valeze adıyla satmaya başladığı kremi 10 penny'ye mal ediyor büyük bir kar marjıyla 6 şilin'e satıyordu. Avustralya!nın güneşi helena'nın ceplerini doldurmaya başlamıştı.

Bu iş sadece krem satmakla olmayacaktı. Dünyada güzelliğe ihtiyaç duyan milyonlarca kadın vardı. İşini iyice öğrenmek için Paris'e gitti.


Bu sırada Amerikan yazar Edward William Titus ile evlenmişti. Helena'nın krallığı genişliyordu. Paris, Londra ve Yeni Zelanda'da şubeleri vardı.
O dönemlerde kadınlar makyaja pek meraklı değildi. Zamanla içinde bulunduğu sosyetenin kadınları güzellik salonlarına akın etmeye başlamıştı. Dünya ile birlikte zevkler de değişiyordu.
Birinci Dünya Savaşının çıkması sonucu Amerika'ya gitmek zorunda kaldırlar kocası ve iki oğlu ile birlikte. Amerikalı kadınlarında kendilerine baktıkları pek söylenemezdi. Helena için bakir bir ortam vardı.

Yeni rakipleri vardı artık. Elizabeth Arden ve Charles Revson. Herkes pazarlamanın gücünü biliyordu. Ama rakiplerine fark atan Helena Rubinstein oldu. Boyu 1,47 idi ama kozmetik devi olmakta kararlıydı.

Olağanüstü servetine rağmen cimriliği dillere destan olmuştu. İşe evden yemek götürüyordu ama milyon dolarlık mücevher koleksiyonunu yatağının altında saklıyordu.  İkinci kocası kendisinden 23 yaş küçüktü ve onun adını taşıyan bir erkek kozmetik serisi çıkardı. Belki reklam evliliğiydi ama o bu durumu da paraya çevirdi.

Parasına o kadar düşkündü ki hırsızlar onun elllerini kollarını bağlayıp ölümle tehdit ettiklerinde dahi mücevherlerinin yerini söylemedi. Ne denilebilirki başka. O bir dev ve çok güçlü bir marka...

Makyaj malzemelerinizin arasına bir bakın derim kesinlikle onun adını göreceksiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...