Dahası da var...

BAZI ERKEKLER KADINLARI ANLAMAYA ÇALIŞIR, DİĞERLERİ KENDİLERİNİ DAHA BASİT KONULARA ADARLAR, ÖRNEĞİN GÖRELİLİK KURAMINA... (EINSTEIN)



7 Mart 2013 Perşembe

Vivaldi Ve Tavuk Sote

    Siz hiç Vivaldi dinlerken Körili Tavuk Sote yaptınız mı? Ya da Itzhak Perlman dinlerken Mücandara Pilavı? Bir an gözümü kapattım ince çubuk halinde kesilmiş sebzeler havada uçuşmaya başladı sanki. Kemanlar hızlanırken yuvarlak kesilmiş soğanların susamla birleşip mercimeğe karışması, pirinçlerin gülmsemesi gibi. (Abarttım, abartırım :)
     Yemek yapmaya pek fırsatım olmadı. Annemin mutfağına ben sızamamışım sanırım. Öğrenciyken yaptığım yemekler de oldu ama makarna üstü binbir çeşit sos. Şimdi boş zamanım çok ve sanırım milyon tane tarif var internette. Meğer ben de yemek yapmayı seviyormuşum ama klasik müzik eşliğinde.
 
    Asıl önemli olan yemek sonrası çay. Hani yemeğin altını kısıp 10 dakika daha pişiriyoruz ya o son 5 dakikada çay suyu koyulacak işte yoksa o yemek pişmemiş sayılır benim için. Konu müzik ve yemek ya çay içerken ince bellide Edith Piaf ya da Nina Simone dinlemek lazım bide. Yani bide böyle deneyin bakalım nasıl oluyor.
  
   Yemeğin ve müziğin verdiği tadı tam olarak anlatmak mümkün olmuyor. Sadece hissediyorsun ya da mimiklerinle anlatabiliyorsun. Hafif bir gülümseme oluşuyor hele de anısı varsa. Acı sos ya da şekerpare tadında her ikiside. Aralarında garip bir ilişki var aslında. Düşünsenize çok açsınız çok sevdiğiniz bir yemek var önünüzde ama radyoda çalan parçanın anısı biraz hüzünlü e gitti güzelim yemek. Tıkandık biraz galiba. Tam terside olabilir. Sevmediğiniz bir yemek mırın kırın ediyorsunuz yememek için gelgelelim radyoda sizin parçanız çalıyor. Dinlerken kendinizi iyi hissetiğiniz ya da sevgilinizle birlikte dans edip söylediğiniz şarkı sanki. E noldu yemek silip süpürmüşsün krom tadı alana kadar.
   
   Yani diyorum ki yemek yaparken bide Vivaldi dinleyin bakalım nasıl oluyor. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...