Çakıl Taşı
Hangi taş daha değerli olabilir ki senin bana verdiğin çakıl taşından başka. Bir otobüsün buğulu camından geçtiğin şehirlerin akşamlarına bakarken çakıl taşlı zamanları düşünürsün. En çokta söylenilenleri hatırlamaya çalışarak. Gitmenin verdiği büyük hazla uzaklaşırsın olumsuz düşüncelerden. Fakat hala yanındadır o bir fasıl eşliğinde. Arada kilometrelerde olsa bir sazın telinde geliverir aklına. Gülümsemen dudağında yarım kalır. Çalan şarkı seninmiş gibi sahiplenirsin. İçlenirsin. Sen sevdiğine hasret çakıl taşı denizine… (28/11/2011)
Kırılgan Bahçe

Kaleci
Tek bir hayatın vardır. Ama onlarca farklı rolle devam edersin yaşamaya. Bu rollerle oynamaya başlarsın önce senaryosunu kendinin yazabildiği. Gerçek olansa hangi rolü seçtiysen hep onun varyasyonlarını yaşarsın. Bir kısmı kaderle birleşir bir kısmı tesadüfle. Ya da hangisine inanmak istiyorsan ona göre yorumlarsın. Sonuç bu varyasyonların hepsinde de keşke vardır peşini bırakmayan. Bir sürü olasılık hesabı yaparsın hayata dair. Matematiğinin kötü olduğu buradan anlaşılır. Çıkan sonuçlar sana dair değildir. Sınav kâğıdında üstü kırmızı kalemle çizilmiş, ucuna da kocaman bir sıfır yazılmıştır. İçten içe üzülsen de yiğitliğe bok sürdürmemek için gülersin. Herkes gözüne bakar vereceğin tepki için sende kaleye kim geçiyor la dersin. (23/11/2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder