Dahası da var...

BAZI ERKEKLER KADINLARI ANLAMAYA ÇALIŞIR, DİĞERLERİ KENDİLERİNİ DAHA BASİT KONULARA ADARLAR, ÖRNEĞİN GÖRELİLİK KURAMINA... (EINSTEIN)



14 Mart 2012 Çarşamba

Cinsellik, Siddet, Zayıflık Ve Ölüm

  Her gün dünyada çok garip olaylar oluyor. Kimisi birilerini kesip doğrayıp çöp kutusuna atıyor. Kimisi çocuklara tecavüz ediyor. Kimisi kendini mafya zannedip birilerini vuruyor. Kimisi ufacık çocuklarımızı taciz edip hiç olmamış gibi serbest kalıyor.  Kemik yaşına bakıyoruz. Normal yaşına bakıyoruz. Ruhsal durumlarıyla ilgili rapor alıyoruz. Suçlamamak için belki de elimizden geleni yapıyoruz.
   Kadınlarımızı öldürüyoruz her gün ama gerçekten her gün. Eski kocaları eski sevgilileri kardeşleri ağabeyleri amcaları dayıları enişteleri tarafından öldürülüyor. Erkeliğimiz hiç olmadığımız kadar hissedilebilir bir duruma mı ulaşıyor. Törelerimiz yerini bulsun oh kızımız ölsün namusumuz temizlensin ailemiz mutlu olsun toplumsal baskı olmasın daracık beyinlerimizde. Hatta bunu en sevdiği kardeşi yapsın mümkünse ki bütün hayatı ikisine zehir edelim. Birileri hapse girsin çocuklar devlet korumasına girsin kadınlar mezara girsin. Hayat da bize girsin o zaman. Oh ne ala düzen. Sabah uyandığımızda hatırlamayacağız nasıl olsa.  Çünkü her yeni gün yeni bir ölüm demek oldu günümüzde.
   O kadar çok isim var ki en acısı da bazılarını hiç bilmiyoruz bile. Daha fazlası var ama bakamıyorum. Baktıkça üzülmekten başka yapabileceğim bir şey yok. Belki sadece sizi koruyamadığımız için özür dilemek ve rahmet okumaktan başka bir şey yapamıyoruz.
   Peki, bu yozlaşmanın kaynağı ne? Neden ve ne zaman böyle olduk. Şimdiki zaman kötü diyoruz. Eskiden bunlar yok muydu vardır mutlaka ama haberimiz olmuyordu. Televizyon yoktu radyo vardı, radyo tiyatroları vardı. Şimdi medya sürekli gözümüze sokuyor. Defalarca çığlık çığlığa beynimize tecavüz ediyor. Gıkımız çıkmıyor. Zevk alıyor olabilir miyiz? Kaçınılmaz ya! Dizilerimiz tecavüz üzerine kafa kesme üzerine sapkınlık üzerine kurulu. Ve biz bunları izliyoruz. Hem de zevk alarak! Nasıl yani! Bildiğin zevk alıyoruz Fatmagül’ün tecavüzünden. Sahneleri kaç kere izledik bilmiyorum. Onun acısını hissetmiyoruz tecavüzünden zevk alıyoruz. Kurtların içinde kafa kesme sahnelerini ana haber bültenlerinde gösterip vay be diyoruz. Yaprakların dökülmesi kaç yıl aldı hayatımızda. O onunla sevişti o onun elinden kocasını aldı. Ve biz bunu zevkle izledik. Her hafta sabırsızca bekledik. Bunlar diziydi ve biz bunu gerçek hatmış gibi yaşadık. Ne acı ama. Nasıl bir zevktir bu. Nasıl bilinçlendiricez ki çocuklarımızı. Türkiye’nin en çok okunan gazetesinin ana sayfasının en altında sex içerikli reklamlar var. İstediğin kadar korumaya çalış bu sex günlük hayatımızın her yerinde. Tam içinde
 . Ve biz bunun üzerine yaşıyoruz artık. Her an her dakika tahrik üzerine kurulu. Önceden yok muydu? Vardı hep vardı. Ama şimdi her dakika gözümüze sokuyorlar. Sürekli bundan bahsediyoruz. Tecavüz kelimesi bu kadar ağır ve mide bulandırıcıyken günlük hayatımızda rahat rahat söyleyebiliyoruz. Yemek yerken ana haberlerde hep bunları dinliyoruz görüyoruz. Ve dönüp eline sağlık anne çok güzel olmuş diyoruz. E haberlere bak hiç etkilemiyor artık. Üzülüyoruz belki ama her sabah daha ağırı geliyor bu haberlerin. Nereye gidiyoruz belli değil. Sadece böyle olan biz değiliz tüm dünya böyle. Ne kadar kapalı tutarsan o kadar yobaz oluyoruz. Sen ben o biz siz onlar. Kendini aradan çıkarmaya çalışma sakın. Sen de bende bu toplumun bu dünyanın bir bireyiyiz. Hiç bir şey yapmadan seyrediyoruz. Örnek cümleler olarak kullanıyoruz.
   Ne konuştuğumuz belli ne dinlediğimiz. Ha bide bunları pat diye dinle örtmeye çalışıyoruz. Bir perde gibi insanlığın üstüne çekmeye çalışıyoruz. Bu şekilde hiçbir işe yaramayacağını dahi anlayamıyoruz. Bu kalbinde beyninde olan bir şey. Hele ki bu zamanda birilerini dinle korkutmaya çalışmak çok daha ters olaylara götürür bizi. Aman bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyoruz. E komşumuz kesmiş üvey oğlunu çöpe atıyor. Oha. Ohaa hatta nutkumuz tutulmuyor artık. Görüyoruz bakıp geçiyoruz. Duyarsızlaştık hissizleştik. Bunu biraz düşünsek biraz okusak anlarız.  Açmayla kapatmayla olmuyor bunlar. Sonra idam diyoruz. Kısasa kısas diyoruz. Bireysel mi tüm suçlar. Hiç sanmıyorum. Bence toplum olarak biraz kendimizi temizlemeye çalışsak. Beynimizin idam edilmiş hücrelerini canlandırsak. Sonuçta bu kendini yenileyebilir bir hücre. Çok okumaya çok gezmeye gerek yok. Mantıklı düşünmeye ihtiyacımız var. Ben öyle değilim diyoruz sen öyle değilsin diyoruz e kim bunlar yahu. Nerde yaşıyorlar.

1 yorum:

  1. böyle güzel ve hassas bir konuya benden önce kimsenin yorum yapmaması bizim insanlara doğaya kadınlarımıza ne kadar değer verdiğimizle eş değer anlam taşıyor bence biraz ağır olmuş olabilir ama size iğne batırıyorsam emin olun kendime çuvaldızı batırıyorum bir erkek olarak

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...