Dahası da var...

BAZI ERKEKLER KADINLARI ANLAMAYA ÇALIŞIR, DİĞERLERİ KENDİLERİNİ DAHA BASİT KONULARA ADARLAR, ÖRNEĞİN GÖRELİLİK KURAMINA... (EINSTEIN)



27 Eylül 2014 Cumartesi

Ali Lidar ve Tesirsiz Parçalar'ı

Arkamda bıraktığım otuz küsür sene şunu öğretti bana: Doğup büyüdüğü yere ait değil insan... Acı çektiği ya da çok mutlu olduğu yere de ait değil... İnsan, olmak isteyip de olamadığı yere ait... Şey gibi bir his işte bu; çok, çok susamak gibi...Siz anlamazsınız bu hissi, bir tek o anlar...
 Diyor Ali Lidar. Uzun zamandır hatrılamadığım isimleri, yerleri, anıları hatırlattığın için teşekkür ederim. Çok iyi hissettirdi kitabın. Eline yüreğine sağlık. Belki çıkarsın bitmeyen inişten kim bilir. Sadece Eskişehir'de okuyanların, yaşayanların, ya da bir şekilde orada bulunanların çok iyi hatta çok derinden anlayacağı bir kitap olmuş. Sanırım Titanik 4 ben oraya gittiğimde vardı sonra kapandı diye hatırlıyorum. Ve biliyorum gençken orada Porsuk çayının yanında bir kafede oturup çay içmenin nasıl bir his olduğunu.  Ve biliyorum koştuğun caddelerin ismini. Bu nasıl tatlı bir şey bunu sadece bir şekilde oradan geçmiş insanlar bilir. Hava Hastanesinin karşısında oturuyordum bende. Ağaçları görüyordum perdeleri açtığımda. Küçükken hayal etmiştim kocaman pencereleri olan bir evim olsun istiyordum. Bol ışık girsin içeri. Aydınlık olsun içim.  Ve saatlerce seyredebiliyordum Atatürk Caddesinden geçen insanları tekli alacalı bulacalı renkleri olan koltuğumda ve elimde her zamanki gibi kahvemle. Orada öğrenci olmak hatta orada genç olmak bence çok güzel bir duyguydu. Tabi benim okul fazlasıyla uzun sürdüğü için Eskişehir'in değişimine tanık oldum. Büyük ihtimalle aynı yerlerde oturmuşuzdur, İnsancıl'dan kitap alıp Arka Bahçe'de çay içmişizdir.


   Beş yaşımdan beri ya da yaşımı bilemedim şimdi, etrafımda olup biten her şeye şaşırmaktan aklını kaybeden ben... (Tam burada uçak uçuyor kısa bir es verin lütfen...) Ha ne diyordum...
   Bu cümle işte tam da orayı anlatıyor. Uçak geçiyor bir saniye. Okula kaydımı annem ve abimle yaptırmaya gitmiştik ve bizi bekleyen ilk tanışma anı uçak sesinde havaya bakmak oldu.  Sonrasında ne mi oldu. O kadar çok şey oldu ki... Havaya bakmamayı öğrenmiştik ve uçak geçerken susmayı...
   Öyle özlemişim ki terminalde otobüsten inince şeker fabrikasından gelen o tanımlanamaz pancar kokusunu. Ve sabaha kadar oturup hava aydınlanırken sokağa çıkmayı kimse uyanmamışken. Ve olan biten her şeyi öyle özlemişim ki... Teşekkürler Ali Lidar ve Tesirsiz Parçalar'ın için.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...